Eğitim-Bir-Sen’in Mücadelesine Dair Bir Değerlendirme
Bir sendika sadece toplu sözleşme masasında oturan bir yapı değildir. Hele ki 21. yüzyılda… Günümüz dünyasında sendikal mücadele; emeği savunmanın ötesinde, insan onurunu, adaleti, toplumsal vicdanı ve meslek ahlakını da savunmak zorundadır. Artık mesele yalnızca maaş değil, mesele insanca bir yaşamdır. Mesele sadece istihdam değil, aynı zamanda itibar meselesidir.
Bu noktada Türkiye’de, özellikle eğitim alanında, öne çıkan bir sendikal duruş varsa o da hiç kuşkusuz Eğitim-Bir-Sen’in ortaya koyduğu mücadeledir. Son yıllarda kamu çalışanlarının en temel beklentilerini gündeme taşıyan, yalnızca talep eden değil, çözüm üreten tek sendikal yapı olarak sahada varlık göstermektedir. Ne yazık ki birçok önemli başlıkta bu mücadelenin yalnız bırakıldığını, diğer sendikaların ya sessiz kaldığını ya da sadece eleştiriyle yetinip çözümden uzaklaştığını da üzülerek görüyoruz.
Gündem Yoğun, Mücadele Gerçek
Eğitim-Bir-Sen’in gündeme taşıdığı başlıca meseleler; Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun revize edilmesi, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi, 3600 ek gösterge düzenlemelerinin tamamlanması, kamu personel sisteminde adil ve liyakat temelli bir reform gerçekleştirilmesi, eğitim çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi… Bu başlıkların her biri, yüzbinlerce öğretmen ve eğitim çalışanının doğrudan yaşamını etkiliyor.
Bu taleplerin çoğu, uzun süredir kamuoyunun gündeminde olmasına rağmen, fiilen mücadele eden, rapor hazırlayan, komisyonlara katılan, ısrarlı takibini yapan ve kamuoyu oluşturmak için çabalayan neredeyse tek yapı Eğitim-Bir-Sen olmuştur. Diğer bazı sendikalar yalnızca söylem üretmiş, sahaya inmemiş, öğretmenin yanında değil sosyal medyanın güvenli kıyısında yer almayı tercih etmiştir.
Gençlik, Gelecek ve Güven
Eğitim-Bir-Sen, genç öğretmenlerin sendikal farkındalığını artırmak için yeni bir yaklaşımı da benimsemektedir. Dijital çağın diliyle konuşan, katılımcı, çözüm odaklı ve özgüvenli bir örgütlenme modeliyle genç kamu çalışanlarına ulaşmaya çalışmaktadır. Çünkü yeni nesil sadece tepki görmek değil, çözümün parçası olmak istemektedir.
Bu yaklaşım, klasik sendikacılığın ötesine geçen bir vizyonu ifade ediyor. Eğitim-Bir-Sen artık yalnızca bir sendika değil; aynı zamanda bir kültür hareketi, bir adalet arayışı, bir meslek onuru mücadelesidir.
Yalnızlaştırılan Öğretmenin Yanında Durmak
Bugün öğretmen, sadece düşük maaşlarla değil; itibarsızlaştırma, bürokratik baskılar ve gelecek kaygısıyla da mücadele ediyor. Eğitim politikaları, öğretmeni sistemin asli öznesi yapmak yerine, onu sadece bir uygulayıcı konumuna itiyor. İşte bu noktada Eğitim-Bir-Sen, öğretmenin sesini duyuran, onun sorunlarını kamuoyuna taşıyan ve bu sorunları çözüme kavuşturmak için masa başında değil, sahada ter döken bir sendika olarak ön plana çıkıyor.
Diğer yapılar çoğu zaman susarken, Eğitim-Bir-Sen en zor zamanlarda bile sesini yükseltti, "Biz buradayız!" dedi.
Geleceğe Yürüyen Sendikal Duruş
Sendikalar yalnızca bugünün haklarını değil, yarının değerlerini de korumalıdır. Bu nedenle Eğitim-Bir-Sen, sadece ekonomik talepleri değil; medeniyet tasavvurunu, kültürel varoluşu ve mesleki itibarı da savunan bir yolda yürümektedir. Çünkü eğitim bir dava işidir. Bu davanın yükünü ise ancak omuzlarında inanç, yüreğinde adalet taşıyanlar kaldırabilir.
Son Söz:
Eğitim-Bir-Sen, sendikal mücadelenin sadece masa başında değil, sokakta, sınıfta, kürsüde, kamuoyunda ve kalplerde verildiğini ortaya koyan bir mücadele örneğidir. Yalnız kalsa da vazgeçmeyen, eleştiriye rağmen çözümden kopmayan, hakikat zemininden şaşmayan bir iradeyi temsil etmektedir.
Çünkü sendikal mücadele, sadece hak aramak değil; haklı olmayı göze alabilmektir.
UZAYA ÇIKTIK DA ÇOCUĞUN KALBİNE DÖNEMEDİK
Vicdanın Nöbeti: Öğretmenler Konuşuyor, Duyan Var mı?
Geleceği İnşa Eden Öğretmen, Kendi Geleceğinden Emin Değil
Geleceği İnşa Eden Öğretmen, Kendi Geleceğinden Emin Değil
Aile Yılı: Köklerimize Dönüş, Geleceğe Güvenli Yürüyüş
Temel Çalışma Hakları Eğitimi ve Sendikal Bilinç Kapsamında Hakla Büyüyen, Bilinçle Yükselen Bir Mücadele
Sendikacılık Emekle Kurulur, İftirayla Yıkılmaz
Eğitim Çalışanlarının Hakları İçin Mücadele: Sadece Bugün Değil, Her Gün
UZAYA ÇIKTIK DA ÇOCUĞUN KALBİNE DÖNEMEDİK
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Destansı Yürüyüş, Umudun Zaferi, Birliğin Gücüyle Büyüyen Başarı Hikâyesi
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Re’sen Atama Hangi Aklın Kârı
Yükseköğretimi Dönüştüren Çağrı: Bir Kongrenin Ardından