Geleceği İnşa Eden Öğretmen, Kendi Geleceğinden Emin Değil
— Sözleşmeli Öğretmenlik: Sessizliğe Hapsedilmiş Bir Adaletsizlik —
Bir çocuğun gözlerinde umut, bir milletin yarınında ışık varsa; bu, öğretmenin emeğidir.
O, sabahın ilk ışığında yola koyulur, bilgiyi taşır, sevgiyi anlatır, hayalleri yeşertir.
Ama ya kendi hayali?
Ya kendi geleceği?
İşte burada, sessizce akan bir haksızlık başlar…
Sözleşmeli öğretmenlik, eğitim sistemimizin içinde yerleşik bir ayrımcılık politikası haline gelmiştir. Aynı sınava giren, aynı eğitimi alan, aynı sorumluluğu taşıyan öğretmenler; sırf farklı bir istihdam modeliyle göreve başlatıldıkları için kader ayrımına maruz bırakılmaktadır. Bu yalnızca bir çalışma biçimi değil, öğretmenin meslek onuruna, hayat planlarına ve insanlık hakkına vurulan bir ketedir.
Sözleşmeli öğretmen, atanmıştır ama ait değildir.
Görevdedir ama güvencede değildir.
Sınıftadır ama yüreği yarımdır.
Çünkü sözleşmeli bir öğretmen, nereye gideceğini bilmeden yaşar.
Ne eş durumundan tayin alabilir, ne çocuk sahibi olmanın planını kurabilir.
Ne yaşadığı şehirde kalıcı bir ev hayal edebilir, ne yarınını özgürce çizebilir.
Bir ülke, çocuklarına güçlü bir gelecek kurmak istiyorsa; o inşayı yapacak öğretmenin kendini güvende hissetmesini sağlamalıdır. Oysa bugün sözleşmeli öğretmenlik, öğretmeni geleceğe değil, belirsizliğe mahkûm etmektedir.
Üstelik bu durum yalnızca bireysel bir mağduriyet değildir.
Bu, sistematik bir eşitsizliktir.
Bu, eğitimin ruhunu örseleyen bir çarpıklıktır.
Bu, istikrarsızlaştırılan bir öğretmen üzerinden öğrenciye yansıyan bir kayıptır.
Eğitim-Bir-Sen olarak biz; bu çarpıklığa itiraz ediyoruz.
Bizim mücadelemiz; sadece bir statü değişimi değil, bir insan onurunun, bir öğretmen emeğinin ve bir toplum vicdanının mücadelesidir.
Bugün bir kez daha haykırıyoruz:
Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmelidir.
Tüm öğretmenler kadrolu ve güvenceli şekilde istihdam edilmelidir.
Anayasanın teminatı olan eşitlik ilkesi, yalnızca kitaplarda kalmamalıdır.
Aile birliğini sağlayamayan, sürekli tayin belirsizliğiyle yaşamaya zorlanan bir öğretmenden; eğitimde kalite, çocukta istikrar, sistemde huzur beklemek mümkün değildir.
Unutulmamalıdır ki:
Geleceği inşa eden öğretmen, kendi geleceğinden emin değilse; o geleceğin temeli çatlar.
Ve çatlayan her temelde; umut sızar, eğitim zedelenir, ülke yavaşlar.
Biz öğretmenin sesi olmaya devam edeceğiz.
Çünkü biz biliyoruz:
Öğretmen güçlenirse, ülke yükselir.
Öğretmen güvencede olursa, gelecek teminat altına alınır.
Aile Yılı: Köklerimize Dönüş, Geleceğe Güvenli Yürüyüş
Temel Çalışma Hakları Eğitimi ve Sendikal Bilinç Kapsamında Hakla Büyüyen, Bilinçle Yükselen Bir Mücadele
Sendikacılık Emekle Kurulur, İftirayla Yıkılmaz
Sendikal Mücadele, Yeni Yüzyılda Neyi Savunmalı?
Eğitim Çalışanlarının Hakları İçin Mücadele: Sadece Bugün Değil, Her Gün
Geleceği İnşa Eden Öğretmen, Kendi Geleceğinden Emin Değil
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Re’sen Atama Hangi Aklın Kârı
Alın Teriyle Birikmiş Güvensizlik: 81 Yıldır Değişmeyen Ezber